قوله
تعالى ومن
يكفر به من
الأحزاب
فالنار موعده
189- ''... Hangi
Topluluk Onu inkar Ederse Yeri Cehennemdir ... " (Hud 17)
أنا محمد بن
عبد الأعلى نا
خالد عن شعبة
عن أبي بشر عن
سعيد بن جبير
عن أبي موسى
قال قال رسول
الله صلى الله
عليه وسلم لا
يسمع بي من
أمتي أو يهودي
أو نصراني ثم
لا يؤمن بي
إلا دخل النار
[-: 11177 :-] Ebu Musa, Resulullah
(Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in: "Ümmetimden biri veya Yahudi olan biri ya
da Hıristiyan biri, benden haberdar olur da bana iman etmezse muhakkak
cehenneme girer" buyurduğunu bildirir.
Tuhfe: 8995
Diğer tahric: Bezzar,
Zevaid (16); Ahmed, Müsned (19536).
أنا أحمد بن
أبي عبيد الله
نا يزيد بن
زريع نا سعيد
عن قتادة عن
صفوان بن محرز
قال قال عبد الله
بن عمر سمعت
النبي صلى
الله عليه
وسلم يقول في
النجوى قال
سمعت رسول
الله صلى الله
عليه وسلم
يقول يدنو
المؤمن من ربه
يوم القيامة
فيضع عليه
كنفه ثم يقرره
بذنوبه هل تعرف
فيقول رب أعرف
حتى إذا بلغ
به ما شاء
الله قال وإني
سترتها عليك
في الدنيا
وأغفرها لك اليوم
ثم يعطى صحيفة
حسناته وأما
الكفار فينادي
ربهم على رؤوس
الأشهاد
هؤلاء الذين
كذبوا على
ربهم ألا لعنة
الله على
الظالمين
[-: 11178 :-] Abdullah b. Ömer
bildiriyor: Resulullah (Sallallahu aleyhi ve Sellem)'in gizli toplantı
fısıltıları ayeti (Mücadele 8) hakkında: "Kıyamet günü mümin Rabbine o
kadar yaklaşır ki, Yüce Allah üzerine örtüsünü indirir (sırlarını başkalarından
gizler). Sonra ona bütün günahlarını ikrar ettirir. Rabbi, (ona günahlarını
itiraf ettirirken): ''Şunu işlediğini sen biliyor musun?'' diye sorar. Mümin
de: ''Ey Rabbim! Biliyorum'' der. Nihayet müminin işlediği günahlar hakkındaki
itiraflan Allah'ın dilediği miktara ulaşınca Allah ona: ''Şüphesiz ben senin
işlediğin günahları dünyada senin için örttüm. Bugün de senin için o
günahlarını mağfiret ediyorum'' buyurur. Sonra sevaplarının bulunduğu defteri
kendisine verilir. Ka/irlere gelince ise Rableri, mahlukatın huzurunda onlara
şöyle seslenir: ''Şunlar Rablerine karşı yalan söyleyenlerdir. Haberiniz olsun.
Allah'ın Ianeti zalimlerin üzerinedir'' buyurduğunu bildiriyor. (Hud 18)
Tuhfe: 7096
Diğer tahric: Buhari
(2441, 4685, 6070, 7514); Müslim (2768); İbn Mace (183); Ahmed, Müsned (5436
İbn Hibban (7355, 7356).